teknolojik araçların ürettiği sesler nelerdir
Site De Rencontre Dans Le Monde. Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir. Eğitimde Teknoloji Kullanımının Tarihçesi Eğitimde teknoloji kullanımına bakıldığında ilk karşımıza çıkan teknolojinin üretildiği ülkelerde eğitimde de kullanıldığı gerçeği çıkmaktadır. İlk olarak ABD olmak üzere çeşitli teknoloji üreticileri ülkeler teknolojik gelişmeleri eğitimde kullanmaya başlamışlardır. Eğitimde teknoloji kullanımın çeşitli aşamaları şu şekilde belirtilebilir Özden, 2003I. ve II. Dünya Savaşlarında askeri amaçlı filmlerle eğitimde görsel malzeme kullanılmıştır. 1950’li yıllarda öğretim amaçlı televizyon kullanılmaya başlamış ve üniversitelerde görsel-işitsel teknoloji bölümleri kurulmaya başlamıştır. 1950-1960 yıları arasında ABD’de Ford Vakfı televizyon aracılığı ile eğitime destek vermiştir. 1967 yılında Amerikan Araştırma Enstitüsü “İhtiyaca Göre Öğrenme” adı verilen bireysel öğretici programlar geliştirmiştir. Eğitim kurumların özel olarak bilgisayarın kullanımın aşamaları ise şu şekilde sıralanabilir Özden, 20031950’li yıllarda bilgisayarlar büyük üniversitelerin yönetimsel amaçlı kullanımları ile eğitim kurumlarına girmiştir. 1960’larda bilgisayar temelli öğretim programlarının geliştirilmesi çalışmaları başlatılmıştır. Bu projelerden birisi de PLATO’dur. 1970’li yıllarda daha fazla sayıda okul bilgisayarları idari amaçlı olarak kullanmaya başlamıştır. 1972 yılında TICCITZaman Paylaşımlı ve Etkileşimli Bilgisayar Kontrollü Öğretici Televizyon sistemi geliştirilmeye başlanmıştır. 1970lerden sonra internetin gelişimi ile kişisel bilgisayardan, ağ sistemlerine ve internete doğru bir yönelim başlamıştır. Türkiye’nin de 1993 yılında dahil olduğu internet omurgası NFSNET ağ omurgasına ülkelerin hızla katılması ve çok hızlı artan ve bir teknoloji yarışının başlaması ile yeni bir döneme girilmiştir. Türkiye’de ise teknoloji kullanımından 1970lerde 3. Beş Yıllık Kalkınma Planı ile yaygın eğitim için radyo ve televizyon kullanımından bahsedilmiş, ardından 4. Beş Yıllık Kalkınma Planı ile açık yükseköğretim ve yaygın eğitim için ikinci kanal televizyonun açılmasına karar verilmiştir. 1995 yılından sonra ise yeni ileri teknoloji ürünü bilgisayarlar ve internetin kullanımının artması sonucu eğitim sisteminin içerisine de teknoloji hızla girmiştir. 1990’lı yılların sonunda ise MEB’in ortaya koyduğu MLO, ILSIS ve MEBSIS çalışmaları eğitimde teknoloji kullanımında idari süreçlerin yapısını değiştirmeye ve teknolojinin işlerliğinden ziyade sayısına odaklanmaya neden olmuştur Aksoy, 2003. Eğitimde Kullanılan Teknolojik Araçlar Eğitimde kullanılan bilgisayar ve ekli araçları şu şekilde sıralanabilir Aksoy, 2005Yazı yazma amacıyla yazı tahtasıKaratahta, Yazı yazma ve resim çizme amacıyla kalem, kağıt, boya, daktilo, Ses kaydedici cihaz, Görüntü kaydedici ve üzerinde islem yapılabilen video vb., Sesli mesaj ve müzik dinlemek için teyp, İnternet aracılığı ile sesli iletişim ve tele-konferans için telefon, Yazılı mesaj olarak e-posta, Yazılı metinleri arşivleme ve kaydetme için kütüphane, İnternet ve medyaya ulaşma işlevi ile gazete ve TV Eğitimde Teknoloji Kullanımının Varsayımları ve DeğerlendirilmesiTeknoloji kullanımı eğitimi nitelikli hale getirir. Nitelikli eğitim için teknoloji olmazsa olmazdır. Öncelikle bu varsayımın yanlışlığını ortaya koyan argüman teknoloji karşısında insanın nesneleşmesidir. Sayıca sahipliğin çok önemli görüldüğü teknoloji rekabetinin had safhada yaşandığı günümüzde teknolojiye ulaşan insan sayısı ve kullanım düzey ve amaçları değil, teknolojinin miktarı karşısında insan bir figür olmaktan öte gidemez. Bunun tam tersi olarak insanın teknoloji kullanımının öznesi olma gereksinimi ve kullanımın niteliğinin tartışılması gerekliliği teknolojinin sadece varlığının eğitsel nitelik ölçütü olarak kullanılmasının yetersiz olduğunu kanıtlar. Aksoy 2003, 2005Teknoloji kullanımı eğitimde eşitlik sağlanmasına yardımcı olacaktır. Çünkü aynı içeriğe sahip program her öğrenciye kusursuz bir biçimde aktarılabilecektir. Ancak bu varsayımda özellikle ülkemizde var olan teknolojik eşitsizlik göz ardı edilmektedir. Teknolojik imkanları yetersiz olan bir okula göre bu imkanlara sahip okulun eğitim olanakları farklı olacaktır. Bu da eşitlik sağlaması bir yana başlı başına eşitsizlik üreten bir konuma denk getirecektir, teknoloji kullanımını. Varlıklı ve yoksul okulların da teknolojiye ulaşma şansları birbirinden farklı olacağına göre bu durum eğitimde bir ikici yapıya neden olacaktır. Bu durum yoksul okuldaki birçok öğrencinin daha temel ihtiyaçları karşılanamamışken, sahip olma hırsıyla teknoloji ile donatılan varlıklı okulda bir kaynak israfına neden olacaktır.Aksoy, 2005Teknoloji kullanımı ile aynı içeriğin zengin bir biçimi, eğitim sistemine aktarılarak, standart ve eşit eğitim sağlanabilecektir. Bu varsayımla ortaya atılan zenginleşen içerik aslında tam olarak tanımlanamayacak kadar karmaşık bir yapıya sahiptir. Öncelikle bu içeriğin niteliği kuşkuludur. Çünkü özelikle bilgisayar ve internet ile bilgilerin denetim ve takip edilebilme sorunu ortaya çıkmıştır. İnternetin bilgi yoğunluğu yetişkinleri bile saatlerce hiç istemedikleri şekilde oyalayabilirken, eğitim gibi genç kuşakların yetiştirildiği bir sistemde içeriğin bu şekilde başıboş bırakılması düşünülemez. Bu da yoğun anlamda kısıtlama ve denetim gerektiren bir eğitim anlayışını ortaya çıkarır. “Öğrencilerin bilgisayarda kullandıkları içerik tam anlamıyla kısıtlanmalıdır ve istenmeyen hiçbir duruma yer verilmemelidir” katılığında bir anlayışla eğitim sürdürülemez. Burada varsayılan içeriğin ne kadarının eğitimsel değeri olup olmadığı da tartışma konusudur. Çünkü bireyler önlerine gelen içeriğe müdahale edememektedir. Tamamen sanal ve kısıtlayıcı anlamda verilen bu içerik yaşamsal anlamda beklenildiği kadar da öğrencilere zevk vermemektedir.Aksoy, 2003, 2005Teknoloji kullanımı ile eğitimde sınırsız bir kütüphaneye adım atılır ve öğrenmeler bu oranda zenginleşir. Aslında burada ortaya atılan sınırsızlık düşüncesi mevcut öğretim programı ile karşılaştırıldığında öğrenci ve öğretmenlerde sonsuz bilgi ile karşı karşıya olmak korkusunu da beraberinde getirmektedir. Mevcut program yoğunluğu nedeniyle eleştirilirken bir yandan da bu yoğunluğu daha da anlaşılmaz hale getirecek sonsuzluk duygusu yaratılması eğitimde varsayılan iyileşmeye yardımcı olacak gibi görünmemektedir. Burada internet ile birlikte istenmedik bilgilerin de sürece katılması ve bu bilgilerin kontrolünün neredeyse imkansız olması da birer sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kontrol edilmesi güç içeriğin öğrencileri program dışı kaynaklarla meşgul edecek olması da ayrı bir sıkıntı yaratacaktır.Aksoy, 2003Teknoloji kullanımının artırılması eğitim sisteminin amaçlarını gerçekleştirecek davranışlar üretecektir. Bu varsayımda belirtilen davranışlardan bir kısmının üretilmesi söz konusu olacaktır. Ancak teknoloji kullanımının artırılması bu davranışlar dışında sonuçlar da üretecektir. Bunlardan ilki zaten yıllardır sıkıntı yaşanan eğitimde tesis ve donanımlar için kaynak arayışında olacaktır. Okullar bu süreçte mecbur kalarak kamu finansmanı dışı yollaraveli, öğrenci, zengin işadamları başvurup kaynak arayacaktır. Bunlarla beraber eğitimin ticarileşmesi ve gelir farklılıklarının oluşturacağı donanım dengesizliği de karşımıza çıkacaktır.Aksoy, 2003 Burada teknolojiye sahip olma yarışı ile yararı kuşkulu olan donanımlara okul kaynaklarının harcanması gerekecektir. Okullara hızla giren teknolojik araçlar bir süre sonra okulları teknoloji çöplüklerine dönüştürecektir. Bunlarla birlikte ticarileşmenin sonuçları olarak, eğitim sisteminin ve kurumlarının komple piyasa saldırısına uğraması söz konusu olacaktır. Çünkü teknolojinin güncellenmesi, yazılım, donanım sağlanması devamlı olarak piyasanın kazanç sağlamak istediği bir alan olacaktır. Bu da eğitimde ticari tekellerin oluşmasına neden teknoloji kullanımı öğretmen ve öğrencilerin işini çok kolaylaştırmaktadır. Öncelikle öğretmen boyutundan bakıldığında bu bakış açısı şu soruyu gerektirmektedir “Öğretmen mi teknolojiyi kullanıyor yoksa teknoloji mi öğretmeni?”. Aslında günümüz eğitim ortamlarında teknolojinin tüm sistemi yönlendirdiği bir gerçektir. Bundan, daha önce böyle bir iletişim türüne alışkın olmayan öğretmen de çok yoğun etkilenmektedir. Bunların sonucunda öğretmen işine yabancılaşmakta, aslında faydalı olması beklenen teknoloji eğitime zarar vermeye başlamaktadır. Öğretmen çok fazla ön plana getirilen teknolojiler karşısında kendini niteliksiz hissetmeye başlamaktadır Aksoy, 2003. Bunların yanı sıra teknoloji öğretmen ve öğrencilerin arasında yeni bir iletişim türünün oluşmasına neden olmaktadır. Ancak burada özellikle ülkemizde, yeterli teknoloji kültürünün olmaması ve farklı kelimelerin kullanılmasının zararlı etkileri söz konusudur. Bu da eğitimde başlı başına bir iletişim sorununa neden olacaktırAksoy, 2005. Teknolojinin güncellenmesi sorunu ile birlikte başlayan ticari bağımlılık yeni teknolojilerin içselleştirilmesini de zorlaştıracaktır. Bunun sonucunda özellikle öğretmenler teknoloji kullanımı konusunda daha pasif davranma yoluna gideceklerdir Aksoy, 2005. Teknolojinin eğitimde yoğun olarak kullanılması ile her istenenin teknoloji tarafından karşılanabileceği yanılgısının taraftar bulması insanlarda eleştirel düşünme yeteneklerinin tükenmesine neden olabilecektir. Her istenen bilginin bulunabildiği, içerisinde her şeyin var olduğuna dair fikirlerin her geçen gün güçlendiği internet olgusunun bunun gibi sonuçlar üretecek olması pek de şaşırtıcı olmayacaktırAksoy, 2005. Teknoloji kullanımı var olan sorunları çözecek kabulü de gerçekleri yansıtmayan bir anlayıştır. Çünkü teknoloji kullanımı sırasında çözülen sorunlar kadar hatta daha da fazla miktarda sorun çıkmaktadır. Bunların en başında ulanıcıları epeyce kısıtlayan donanımsal sorunlar gelmektedir. Kullanıcıların geneli teknolojik aygıtlara özellikle bilgisayara her an bir şey olacakmış gibi korkarak yaklaşmaktadırlar ve en basit bir donanım sorununda tüm verimliliklerini yitirmektedirler. Bunun yanında özellikle interneti kullanırken bireyleri kendine çeken ve çeldiren ilgiye göre değişen içerik yeterince zaman kaybettirmektedir. Ayrıca özellikle bilgisayar ve internet kullanıcılarını etkileyen bir başka eğitsel sorun da dil gelişim problemleridir. Bireyler internet ortamında bulunan argo, şiddet, müstehcenlik içeren sözcükleri kelime dağarcıklarına kolaylıkla almaktadırlar. Bu da eğitimin bir parçası olan dil gelişimini olumsuz etkilemektedir Aksoy, 2005.Eğitimde Teknoloji Kullanımına İlişkin ÖnerilerEğitimde teknolojinin kullanılıp kullanılmayacağı değil, nasıl kullanılacağı, sağlanacağı, dağıtılacağı sorunu üzerinde durulmalıdır.Aksoy, 2003 Teknolojinin bireyi değil, bireyin teknolojiyi yönlendirmesi gereği göz önünde bulundurulmalıdır. Özellikle ders içerisinde öğretmenleri çok fazla meşgul eden ve zamanlarını kısıtlayan teknolojik materyallerin kullanılmasında gereken tedbirler alınmalıdır.Bingöl, 1999 Teknolojinin kontrol edilebilir olması için ulusal uygulamalarOkulnet vd. ortaya konmalı ve sistemli bir şekilde uygulamalara düzen getirilmelidir.Aksoy, 2003 Teknoloji kullanımında eğitim olanaklarından daha az yararlananlara pozitif ayrımcılık yapılacak şekilde politikalar izlenmelidir.Aksoy, 2003 Eğitimde teknolojiyi kullanırken ortaya çıkan maliyetin kaynak sorunu da düşünülerek önlenebilmesi gerekmektedir. Özellikle dış kaynaklara yönelerek hem zaman hem de emek harcayan okul yönetimlerinin sorunları bu yolla çözümlenmelidir.Aksoy, 2003 Kullanılan teknolojide yerel toplumsal tercihlere uygun üretim ve pazarlanma sağlanması gerekmektedir. Bu yolla teknoloji kullanılırken eğitim sisteminde öğrenciler ve toplum için de bir anlamlılık söz konusu olabilecektir.Aksoy, 2005 Sadece teknoloji merkezli düşünerek yatırımlar koşulsuz artmamalı, başka ihtiyaçlara sahip eğitim sistemi daha da sorun yaşayacağı bir yapıya dönüştürülmemelidir.Aksoy, 2003
e-ÖĞRENME TEKNOLOJİLERİ VE MEDYA Soru e-Öğrenme bağlamında öğretim teknolojilerini nasıl tanımlarsınız? Bu teknolojilerin tarihini incelediğinizde nasıl bir değişim ya da gelişim görüyorsunuz? Öğretim teknolojisi, öğrenme-öğretme ortamının en etkin şekilde düzenlenmesi için gösterilen sistematik ve planlı etkinlikler bütünü olarak tanımlanabilir. Öğretim Yönetim Sistemi ÖYS de çevrimiçi içeriğin yönetimini ve öğrencilere iletimini sağlayan sistem olarak tanımlanabilir. Bu iki tanımdan hareketle e-öğrenme bağlamında öğretim teknolojilerini “Öğretim Yönetim Sistemi ÖYS” olarak tanımlayabiliriz. Soru Teknoloji hangi durumlarda “öğretim teknolojisi” olarak adlandırılır? Teknolojiyi eğitsel yapan özellikleri nelerdir? Günümüz bilgi toplumlarında teknoloji ve yaşam boyu öğrenme arasındaki olumlu etkileşim bireylerin yaşam standartlarını yükseltme ve oluşan gelişmeleri yakalamada çok önemli bir rol oynamaktadır. Teknoloji, insanları, bilgiyi tüketen bir varlıktan, bilgiye bağımsızca ulaşabilen, bilgiyi üretebilen ve ürettiği bilgiyi paylaşabilen bir varlık statüsüne taşımıştır. Eğitim sürecinde teknoloji kullanımı giderek yaygınlaşmakta, öğrenme-öğretme sürecine önemli katkılar sunmakta ve yaşam boyu öğrenmeyi desteklemektedir. Teknoloji destekli eğitim, öğrenmeyi sınıf dışı ortamlara taşıyıp etkili öğrenmenin sürekliliğini sağlamaktadır. Soru Bilginin farklı medya türleri ile sunulması neyi değiştirmektedir? Öğrenenler de nasıl farklı etkiler oluşturmaktadır? Farklı medya ve teknolojiler zaman ve mekana göre değişiklik gösterirler. Bu boyutlar öğrenmeyi yönlendirme ve öğrenenler için daha esnek ortamlar oluşturma açısından önemlidir. Bu boyutlar canlı ya da kayıt olma durumu ile eş ya da farklı zamanlı olma durumudur. Canlı medya, dersler, seminerler ve sohbetler olabilir. Canlı derslerin eğitsel açıdan avantajı şeffaf olmaları ve duyguları yansıtabilmeleridir. Hatırlanabilirler ama tekrar edilemezler. Kayıtlı medya ise video ya da ses kaydı gibi istenildiğinde erişilebilen içeriklerdir. Basılı kaynaklar da kayıtlı medyadır. Eğitsel açıdan avantajı ise tekrar tekrar erişilebilir olmasıdır. Eş zamanlı teknolojiler farklı mekanda olsalar bile tüm katılımcıların aynı anda bir arada olmalarını gerektirir. Bir video konferans ya da webinar canlı yayınlanan eş zamanlı teknolojilere örnek olarak verilebilir. Farklı zamanlı teknolojiler ise katılımcıların tercihleri doğrultusunda istedikleri zaman ve yerden bilgiye erişimine ya da iletişimine olanak sağlar. Kayıtlı medya farklı zamanlıdır. Soru Farklı iletişim teknolojilerinin ve medyanın özellikleri nelerdir, bunlar e-öğrenme ortamlarında nasıl kullanılabilirler? e-Kitap Çevrimiçi iletişim teknolojilerine rağmen e-öğrenme süreçlerinin vazgeçilmez öğretim “e-kitap” lardır. Hazırlaması, erişimi ve kullanımı en kolay materyaldir. Ayrıca basılı olarak iletilebilir ve kullanılabilir olması da önemlidir. Bu tür öğretim materyalleri kendi hızında ve istenilen zamanda bireysel öğrenimi de desteklemektedir. e-Rehber Video ve diğer teknolojileri kullanan dersler de dahil olmak üzere tüm dersler bir öğrenci ve eğitmen rehberi eşliğinde yürütülmektedir. Bu kaynaklarda öğrencilerin konuyu nasıl çalışacağına ilişkin yönergeler, eğitmen ve diğer öğrencilerle nasıl iletişim kurulacağı gibi bilgiler yer alır. Dersin genel yaklaşımı ve felsefesi, öğrenci kazanımları gibi konuları aktarmanın en iyi yoludur. e-Dergi, e-Gazete ve e-Bülten Makaleler, konuya ilişkin uygulamalar ve güncel kaynaklar gibi konular belli zaman aralıkları ile hazırlanan süreli yayınlar aracılığı ile öğrencilere ulaştırılabilir. Süreli yayınlara dayalı etkinlikler ve tartışmalar gerçekleştirilebilir. Öğrencilere verilen projeler ya da tartışma konuları bu bültenler aracılığı ile öğrencilere iletilebilir. Kitaplar, çalışma rehberleri, gazete, bültenler ve dergilerin elektronik olarak hazırlanması ve iletimi son derece kolaydır. İçerik açısından kalitesi önemli olmakla beraber, metin, resim, şema ve benzetimleri elektronik ortamda hazırlamak ve sunmak çok daha kolay olmaktadır. Bu türdeki içeriğin web ortamına aktarılması son derece kolaydır. Radyo ve Televizyon Desteği Radyo ve televizyon yayınları da internet üzerinden canlı olarak kolayca aktarılabilmektedir. Özellikle uydu bağlantıları ile iletilen radyo ve televizyon yayınları halen kullanılmaktadır. Radyo ve televizyon yayınları tek yönlü olmasına rağmen, öğretici olmakta ve öğrenciler tarafından tercih edilmektedir. Bu araçlar canlı bağlantılar yoluyla konuşma ve tartışma amacıyla da kullanılabilir. Özellikle radyo esnek kullanımı nedeni ile tercih edilmektedir, örneğin yolculuk yaparken ve yolda yürürken bile dinlenebilir. Radyo ve televizyon yayınlarında hangi araçların ne amaçla kullanılacağına karar vermek kritik olabilir. Ayrıca yayınların kalitesi de, maliyeti ile doğru orantılı olarak, çok önemlidir. Duraklamasız iletim yapılması, yani web ortamında görüntünün donmadan ve kullanıcıyı bekletmeden devam etmesi çok önemlidir. Çoklu ortam Görsel-İşitsel Uygulamaları Çoklu ortam multimedia, metin, grafik, ses, animasyon ve video türlerindeki içeriğin bilgisayar ortamında bir araya gelmesinden oluşmaktadır. İnternet bağlantı hızında yaşanan sorunlar, iletilen içeriğin kalitesini etkilemektedir. Bu nedenle, internet üzerinden iletilen çoklu ortam uygulamaları hala CD-ROM ve DVD gibi ortamlar kadar fazla kullanılmamaktadır. İnternet hızında sorun yaşanmasa bile çok büyük ses ve görüntü dosyalarının iletimi zaman alıcı olabilmektedir. Son yıllarda veri akışı ortamlarının streaming media kullanılması ile birlikte, çok büyük boyuttaki dosyalar bile internet üzerinden çok yavaş bağlantı hızlarında erişilebilir hale gelmiştir. Veri akışı streaming, internet üzerinden ses ve video dosyalarının sıkıştırılarak bir bilgisayardan diğerine gönderilmesini sağlayan veri transfer yöntemidir. Veri akışı ortamında iletilen veri, karşı bilgisayara ulaştığı anda görüntülenmeye başlar, bu yöntemde eskiden olduğu gibi tüm dosyanın yüklenmesi beklenmez. Böylece ses ve video dosyalarının internet ortamında yüklenmesi çok daha hızlı ve kolay hale gelmiştir. Eğitici içeriği olan bu türdeki dosyalar, kolaylıkla e-öğrenme içeriğinde kullanılabilmektedir. Görsel ve işitsel uygulamalar, konu anlatımları için kullanılabilir, öğrencinin gözlemesi gereken durumların aktarımı için uygundur, uygulamalı gösterimlerde kullanılması önerilir, kişiler arasında geçen konuşma ve tartışmaların sunulması için kullanılabilir. Ayrıca, uzman kişiler ve ünlülerin kişisel deneyimlerinin aktarılması, müzik ve dil derslerinin sunulması için ve tarihsel olayların canlandırılması kullanılabilir. Ancak üretilmesi maliyet, senaryo, insan kaynağı ve uzmanlık gerektirdiği için çok kolay değildir. Akışkan Ses Ses dosyaları, internet üzerinde iletilen ilk çoklu ortam uygulamalarını oluşturmaktadır. Bir ses dosyası internet üzerinde akış için hazırlandığında, sıkıştırılarak dosya boyutu küçültülür. Bazı durumlarda sıkıştırma, dosya kalitesinin etkilenmesi anlamına da gelir. Ses dosyalarının akışını sağlayan pek çok program vardır ve bu programların her biri kendine özel ses ve ortam biçimini kullanır. Son zamanlarda, bütün biçimleri tanıyan, sıkıştıran, açan ve çalabilen programlar üretilmiştir. Böylece farklı programları indirip yüklemek gibi işlemlerden kurtularak çok daha kolay bir şekilde ses dosyaları ile ilgili işlemler yapılabilmektedir. Günümüzde akışkan ses dosyaları, önceden kaydedilmiş ders içerikleri, konuklarla söyleşiler, öğrenci projeleri, röportajlar, sınıf içi iletişim örnekleri, örnek olay diyalogları ve müzik dersleri için parçalar şeklinde geleneksel eğitime destek olarak veya e-öğrenme ortamlarında kullanılabilmektedir. Akışkan Video Video görüntülerinin elektronik ortamda iletimi, ses dosyalarına göre ok daha fazla işlem gerektiren karmaşık bir olaydır. Öncelikle video dosyalarının boyutu ses dosyalarından çok daha büyüktür, çünkü sesin yanı sıra çok daha fazla fiziksel alana gereksinim duyan görüntülerin de kaydedilmesi gerekir. Ayrıca görüntü işleme, hem donanım hem de yazılım açısından çok farklı bir altyapı gerektirir. Bu nedenle eğitim amaçlı kullanımı daha zordur. Ses dosyalarında olduğu gibi video dosyaları da, farklı programlar aracılığı ile sıkıştırılmış bir şekilde farklı biçimlerde karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde hem ses hem de video dosyalarını gösteren ve farklı biçimleri destekleyen yazılımlar sayesinde kullanıcıların yükü hafiflemiştir. Akışkan video dosyalarının eğitim amaçlı kullanımında ilk akla gelen ekranda dersini anlatmaya çalışan, “konuşan kafa” olarak da bilinen öğretim elemanıdır. Bu tür örneklerde öğretim elemanı önceden hazırlandığı ders içeriğini aktarıyor veya bir uygulama gösteriyor olabilir. Bu tür uygulamaların tamamı video biçimine dönüştürülerek gerek geleneksel sınıf ortamlarında gerekse e-öğrenme ortamlarında içeriği aktarmak amacı ile kullanılabilir. Özellikle, örnek olaylar, canlandırmalar, rol oynamalar, gösterip-yaptırma, sanal alan gezisi, tartışma ve yetiştirme gibi ağırlıklı olarak görselliğin öne çıktığı konuların öğretimi için son derece uygundur. İtme Teknolojiler ve Veri Kanalları Televizyon, radyo ve basılı ortamları kullanan ve geliştirenlerin, web ortamının “isteğe bağlı” özelliğinden yararlanmaları kaçınılmazdır. Çoğu zaman var olan teknolojiler ile yeni teknolojilerin nasıl birleştirileceği konusunda pek çok çalışma yapılmıştır. “İtilmiş İçerik” kanalları genellikle zengin ve dinamik içerik sunan kaynaklardır. Kanallar bilgisayarlar arsında isteğe bağlı olarak uyarlanmış iletişim yollarıdır. Tarayıcıdaki” Sık Kullanılanlar” ilk ile benzerlik gösterir ama daha fazla özellik ve etkileşim gösterir. Örneğin herhangi bir web kullanıcısı içeriğe erişmek için URL adresini girerken, kanal tabanlı iletim için düzenlenmiş web içeriği son kullanıcının bilgisayarına doğrudan yüklenir. Kanallar seçilebilir, güncellenebilir veya oluşturulabilir. Bu tür uygulamalar sınıf ortamındaki etkinlikleri güncel bilgilerle desteklemek için yararlıdır. Sesli ve Görüntülü Sohbet/Konferans Son zamanlarda metin tabanlı sohbet sistemlerinin yanı sıra, sesli sohbet ortamları da sıkça kullanılır hale gelmiştir. İnternete bağlı herhangi iki bilgisayar arasında noktadan noktaya ses bağlantıları gerçekleştirilebilir. Böylece normal telefon sistemine alternatif olarak ücretsiz bir çözüm ortaya çıkmıştır. “İnternet telefonu” olarak da adlandırılan internet protokolü üzerinden ses iletimi, özellikle bedava olduğu için çok sayıda kullanıcı tarafından kullanılmaktadır. İnternet telefonu kullanmak için internet bağlantısı, mikrofon ile kulaklık ve iletişimi sağlayan yazılımın kurulu olması yeterlidir. Günümüzde, bant genişliklerinin artmasıyla birlikte, sesin yanı sıra görüntü iletimi de yapılabilmektedir. İnternet telefonu ile öğrenciler dünyanın herhangi bir yerindeki farklı öğrenciler ile iletişim kurabilirler. Böylece hem kültürel alış-veriş sağlanmış olur, hem de yabancı dil öğrenimi konusunda öğrenciler pratik yapmış olurlar. Benzer şekilde öğrenciler ve eğitmenler arasındaki iletişimde bu şekilde sağlanabilir. Soru Öğretim açısından internet teknolojilerinin önemi nedir? Eğitimde nasıl bir dönüşüme neden olmuştur? Web tabanlı medya katılımcılar ile öğreticinin sohbet edebilecekleri etkileşimli, gerçek zamanlı ve işbirliğine dayalı tartışmalar yapabildikleri sohbet odaları vardır. Katılımcıların ve öğreticinin birbirlerine soru sorabildikleri elektronik posta kutuları vardır. Veri saklama ve referans yeteneği vardır, dosya ve veri paylaşımına olanak sağlar ve ders materyali ses, görüntü ve grafik içerebilir ve materyal kolaylıkla güncellenebilir. Diğer yandan, dersin planlanması ve koordine edilmesi için öğreticinin çok fazla hazırlık yapması, programcıların ve yazarların iyi düzeyde tasarım yetilerine sahip olması gerekir. Güvenlik, test ve dönüt sınırlı olabilir, iyi tasarlanmamış bir kullanıcı arayüzü, sayfalar arasında gezintiyi zorlaştırabilir veya öğrenmeyi güçleştirebilir video sıkıştırma ve açma işlemlerindeki yavaşlık, ses ve görüntü arasında eşleşme sorununa neden olabilir. Soru Belli bir konu veya öğrenci grubu için hangi iletişim teknolojileri ve medya daha uygundur? Web tabanlı medya katılımcılar ile öğreticinin sohbet edebilecekleri etkileşimli, gerçek zamanlı ve işbirliğine dayalı tartışmalar yapabildikleri sohbet odaları vardır. Katılımcıların ve öğreticinin birbirlerine soru sorabildikleri elektronik posta kutuları vardır. Veri saklama ve referans yeteneği vardır, dosya ve veri paylaşımına olanak sağlar ve ders materyali ses, görüntü ve grafik içerebilir ve materyal kolaylıkla güncellenebilir. Yukarıda bahsedilen özelliklerinden dolayı belli bir konu veya öğrenci grubu için web tabanlı medya daha uygun olabilir. Soru Teknoloji ve medya öğrenmedeki kalıcılığı arttırmak amacı ile nasıl bir arada kullanılabilir? Günümüzde gelişen teknoloji sayesinde her zaman ve her yerden istediğimiz bilgi veya medyaya erişebilmekteyiz. Yani bilgi ve medya bize çok yakın. Sahip olduğumuz teknolojiyi ve medyayı öğrenmedeki kalıcılığı arttırmak amacıyla da kullanabiliriz. Örneğin bilgiye ve gerekli medyaya istediğimiz zaman ulaşabilme olanağı sayesinde bilgiyi sık sık tekrar etme imkanımız olur bu da bilginin kalıcılığını arttırır. Değişik türdeki medyalar sayesinde değişik türlerde öğrenen bireyler için istedikleri şekilde öğrenme gerçekleştirebilirler. Örneğin kimi birey dinleyerek kimi birey okuyarak, kimi birey ise izleyerek öğrenebilir. Bu gibi durumlarda sahip olduğumuz teknoloji ve medya her bireye kendi öğrenme şekline uygun öğrenme nesneleri sunma imkanına sahiptir. Böylelikle öğrenmede daha fazla kalıcılık sağlanabilir. Soru Farklı medya türleri pedagojik açıdan ne tür farklılıklar göstermektedir? Bazı Medya Türlerinin Pedagojik Özellikleri Metin Pedagojik Özellikleri Genelleme ve soyutlama yapmamızı sağlar Bilginin doğrusal bir yapıda sunulmasını destekler Bilimsel veri ve kanıta dayalı olarak sonuç çıkarmamızı ve sorgulamamıza olanak tanır Metnin doğrusal yapısı ardışık fikirlerin tartışmaların sürdürülmesine yardımcı olur Metnin kayıtlı ve kalıcı yapısı, içeriğin bağımsız olarak analiz edilmesini ve yorumlanmasını sağlar. Görsel Pedagojik Özellikleri Metin içindeki soyut kavramları somutlaştırmak Karmaşık metinleri basitleştirmek Metindeki kavramların detaylarını vererek zenginleştirmek Renk ve doku gibi öğelerin kullanımı ile anlamayı kolaylaştırmak Bilişsel süreçleri yönetmek Alan gezilerinde kayıtlar oluşturm Konuya giriş yapmak ya da özetlemek gibi farklı amaçlarla kullanılabilirler Ses Pedagojik Özellikleri Konuşma dilini geliştirme Tiyatro ve oyun kayıtlarını izleme Örnek olayları gözlemleme Ders anlatımları yada özeti gibi farklı biçimlerde öğretim ya da değerlendirme amacıyla kullanılabilir. Video Pedagojik Özellikleri Örnek olayların incelenmesi Tehlikeli doğa olaylarının gözlenmesi Fiziksel modellerin gösterilmesi Adım adım işlemlerin gösterilmesi Gösterip yaptırma istenen süreçlerin kontrolü Uygulamaların paylaşılması Performansların sergilenmesi Soyut kural ve kavramların anlatılması gibi farklı amaçlar için kullanılabilir. Çoklu ve Sosyal Ortamlar Pedagojik Özellikleri Otantik öğretim materyalleri tasarlamak ve sunmak Zengin öğrenme ortamları oluşturmak İnternet üzerindeki nitelikli kaynaklara erişim sağlamak Animasyon ve simülasyon oluşturmak Öğretim yönetim sistemleri ve sosyal medya ortamları ile öğrenmeyi desteklemek Öğrenmeyi kişiselleştirmek İletişimde süreklilik sağlamak Elektronik değerlendirmeler yapmak amacıyla kullanılabilir. Soru Yeni medya ve teknolojilerin eğitsel açıdan yararlı ve sınırlı yönleri nelerdir? Zaman ve mekan sınırının olmaması Kullanıcılar arasında etkileşim olması Kullanıcı kaynaklı içeriklerin de bulunması İşbirlikli çalışmaya olanak tanır Her zaman ve her yerde bilgiye ulaşımı sağlar Öğrenmenin kontrolü öğrenenin kendisindedir Yaşam boyu öğrenmeyi destekler Eğitimde yaş sınırı yoktur İçten denetimli olmayan bireyler bu ortamlarda öğrenemezler Yanlış bilgiye erişim olasılığı vardır İletişimde yaşanan aksaklıklar eğitimin de aksamasına neden olabilir, Soru Medya ve seçim sürecine ilişkin farklı model önerileri neler olabilir?
SSD’ler son zamanlarda çok sık kullanılmaya başlandılar. Bilgisayar kullanıcıları, eski HDD modellerini kullanmak yerine çeşitli sebeplerden SSD modellerine yöneliyorlar. Bilgisayar donanımlarına pek hâkim olmayan kullanıcılar, normal olarak SSD nedir diye sorguluyorlar. Bunun yanı sıra SSD’ler hakkında pek bilgi sahibi olmayan kişiler de en iyi SSD marka ve modellerini merak ediyorlar. Bizler de bu yazımızda sizler için SSD nedir, ne işe yarar ve en iyi SSD marka ve modelleri nelerdir sorularına cevap vermeye çalışacağız. SSD Nedir?HDD ve SSD Farkları Nelerdir?SSD Türleri Nelerdir?SSD Alırken Nelere Dikkat Edilmeli?En İyi SSD Önerileri ListesiSandisk SSD Plus 240GB Sata 3 SSD SDSSDA-240G-G26WD Blue 250 GB SATA SSD WDS250G2B0ASamsung 980 Pro 500GB NVMe SSD MZ-V8P500BWCorsair MP600 Pro 1TB NVMe PCIe SSD CSSD-F1000GBMP600PROMSI Spatium M480 SSD Nedir? SSD, Solid State Drive, Türkçesi katı hal sürücüsü olan veri depolamak için kullanılan bir donanımdır. Bilindiği üzere bilgisayarların depolama kısmında genellikle HDD sabit disk kullanılıyordu. Fakat SSD’ler, sundukları özellikler ile artık sabit disk devrini kapatmaya başladılar diyebiliriz. HDD, verileri üzerinde dönen diskler sayesinde depoluyor. Yani mantıken diskler dakikada ne kadar çok dönerse HDD’ler o kadar fazla veri depoluyorlar. SSD’lerin çalışma düzeneğine göre HDD’lerin çalışma sistemi çok ilkel kalıyor. Çünkü SSD’ler verileri üzerlerinde bulunan çiplere depoluyorlar. Yani SSD’ler aslında USB belleklerin biraz daha gelişmiş halleri diyebiliriz. HDD ve SSD Farkları Nelerdir? Temel olarak HDD’ler de SSD’ler de veri depolama aracı olarak kullanılıyorlar. Fakat iki veri depolama aracı arasında çok ciddi farklar mevcut. Bu yüzden de kullanıcılar, son yıllarda HDD’ler yerine SSD’leri kullanmaya başladılar. HDD ve SSD arasındaki farkları şu şekilde özetleyebiliriz Hız İki depolama aracı arasındaki en büyük farkın hız farkı olduğunu belirtebiliriz. SSD’ler HDD’lere göre daha yeni nesil teknolojilerle üretiliyorlar. Bunun dışında SSD’lerin direkt üzerlerinde bulunan çiplere verileri depoladıklarını belirtmiştik. Bu yüzden de SSD’ler HDD’lere göre daha hızlı çalışıyorlar. Özellikle işletim sistemini HDD yerine SSD’ye kuran kullanıcılar, iki depolama arasındaki hız farkını ciddi bir şekilde ve Ses HDD’ler çalışma şekilleri gereği çok fazla ısınıp aynı zamanda biraz gürültülü çalışabiliyorlar. Fakat SSD’ler herhangi bir diske ya da harici parçaya sahip olmadıkları için oldukça sessiz çalışırlar. Bunun dışında SSD’lerde HDD’ler gibi ısınma sorunları ve Kapladıkları Alan Bilindiği üzere HDD’ler oldukça kaba duruyorlar. Bu yüzden de bu araçların taşınması biraz zor olabiliyor. Ancak SSD’ler HDD’lere göre daha kibar ve taşınabilirdirler. Bunun dışında HDD’ler hassas depolama araçlarıdır. Bu yüzden HDD’ler ufak bir hasarda bile çalışmaz hâle gelebilirler. Ancak SSD’ler, HDD’lere göre düşme, darbe gibi durumlara daha SSD’lerin özellikleriyle HDD’lerden daha kullanışlı olduğundan bahsettik. Tabii ki çoğu durumda olduğu gibi veri depolama araçlarında da kalite arttıkça fiyat da artıyor. Bu yüzden de SSD’ler HDD’lere göre daha pahalı depolama araçlarıdır. SSD Türleri Nelerdir? Günümüzde birçok çeşit SSD türü mevcut. Bu türler arasında genel olarak hız ve depolama kapasitesi farkı bulunsa da asıl fark boyut kısmında oluşuyor. Çünkü bazı SSD türleri HDD boyutundayken bazı SSD’ler ise RAM boyutundadır. SATA SSD SATA SSD’ler için aslında ilk SSD türü diyebiliriz. Üreticiler, SATA SSD’leri üretirken mevcut depolama araçlarından yani HDD’lerden esinlendiler. Bu yüzden de SATA SSD’ler genellikle boyut olarak HDD’lere benziyorlar. Bunun dışında SSD’ler için neredeyse RAM’e benziyorlar demiştik. Ancak SATA SSD’leri bunun istisnası olarak gösterebiliriz. Çünkü SATA SSD’ler, depolama alanını anakarta bağlayan bir kabloya sahipler. Bu noktada da modern SSD’lerden ayrılıyorlar diyebiliriz. NVMe SSD NVMe, geçici olmayan hafıza teknolojisi yani kalıcı bir hafızalama teknolojisidir. Günümüzde en iyi hız değerlerine ulaşan SSD türü diyebiliriz. Bu sebeple aynı zamanda en pahalı SSD türü de demek doğru olacaktır. Genel olarak PCIe, PCIe 2, PCIe 3 ve PCIe 4 olmak üzere 4 türü vardır. Bu türler, aldıkları numaraları çıkış sıralarına göre almışlardır. Yani PCIe 4 NVMe SSD’ler, PCIe 3 NVMe SSD’lere göre daha yeni nesildir. SSD SSD’ler de yeni nesil teknoloji kullanılarak üretilen SSD çeşitlerindendir. Bu SSD’lerde SATA SSD’lerde olduğu gibi harici bir kabloya ihtiyaç duyulmuyor. Bunun dışında SSD’ler tüm işlemleri anakart üzerinden gerçekleştiriyor. Bu yüzden de aslında SSD’lerin en hızlı SSD’ler olduğu düşünülür. Ancak bu görüş kısmen doğru değildir. SSD Alırken Nelere Dikkat Edilmeli? SSD seçimi yapılırken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar mevcut. Özellikle çoğu laptop kullanıcısı, SSD satın almak istediklerinde nelere dikkat etmeleri gerektiğini bilmiyorlar. Bu yüzden de aldıkları SSD’lerden tamamen verim alamıyorlar. Hatta yanlış SSD türü seçiminden dolayı SSD’yi kullanamayabiliyorlar. Bu gibi durumlarla karşılaşmamanız için dikkat etmeniz gereken bazı noktalar mevcut. Bunlar SSD Türü Bir SSD almaya karar verdiğinizde dikkat etmeniz gereken en önemli nokta SSD’nin türü olmalı. Bu noktada dikkat etmeniz gereken şey anakartınızın hangi SSD türünü desteklediği olacak. Örneğin SATA SSD türünden bahsetmiştik. SATA SSD’lerin SATA 2 ve SATA 3 olmak üzere iki çeşidi mevcut. Bazı anakartlar, SATA 2 girişini desteklerken bazı anakartalar ise SATA 3 girişini destekliyorlar. Bu yüzden de SSD almaya karar verdiğinizde anakartınızın desteklediği SSD türlerine hâkim olmanız Kapasitesi Bir diğer önemli nokta ise SSD kapasitesi oluyor. SSD’ler, mevcut piyasada biraz pahalı olabiliyorlar. Bu yüzden de donanıma gereksiz para ödememek için ihtiyacınızı karşılayacak donanımlar seçmeniz gerekiyor. Örneğin giriş seviyesindeki 120 GB kapasiteli SSD’ler 150-200 TL aralığındayken üst düzey 4 TB kapasiteli SSD’ler 8000 TL’ye kadar çıkabiliyor. Bu yüzden ihtiyacınızı karşılayacak kapasitede bir SSD seçmeniz bütçeniz için yararlı ve Yazma Hızları Okuma ve yazma hızları temel olarak SSD’nin hızını temsil ediyorlar diyebiliriz. Bu yüzden de mantıken okuma ve yazma hızı arttıkça SSD’lerin ücretleri de artıyor. Bir SSD seçerken, ne kadar hızlı bir SSD’ye ihtiyacım var sorusunu kendinize sormanız gerekiyor. Çünkü ihtiyaç duymayacağınız güçteki bir SSD’ye para vermek bütçeniz için sıkıntı yaratabilir. En İyi SSD Önerileri Listesi Piyasada Samsung, Kingston, WD başta olmak üzere birçok donanım üreticisinin SSD modeli bulunuyor. Özellikle laptop kullanıcıları, hangi SSD modelini seçecekleri konusunda emin olamıyorlar. Bizler de bu yazımızda sizlere referans olması adına birkaç SSD modeli önerisinde bulunacağız. SSD alırken dikkat etmeniz gereken en önemli nokta ihtiyacınızı karşılayacak bir SSD almak olacaktır. Bu yüzden de listemizde bulunan SSD modelleri sizler için düşük veya yüksek seviyeli olabilir. Bundan dolayı listemizde yer alan modeller sadece sizlere referans olması adına seçildi. Sizler için en doğru SSD modelini kendi ihtiyaçlarınız belirleyecektir. Sandisk SSD Plus 240GB Sata 3 SSD SDSSDA-240G-G26 En iyi SSD önerileri listemize Sandisk marka bir SSD ile başlıyoruz. Sandisk, SSD piyasasındaki en popüler SSD markalarının başında geliyor. Şirket, genellikle fiyat/performans odaklı SSD’ler ile kullanıcılarının karşısına çıkıyor. Bizim listemizde yer verdiğimiz SDSSDA-240G-G26 kodlu SSD modeli de fiyat/performans görüşüyle piyasaya çıkartıldı diyebiliriz. inç boyutundaki SSD, Sata 3 olarak üretildi. Bu yüzden de bu SSD’yi tercih edecek kişilerin, anakartlarında Sata 3 kablo girişinin olduğundan emin olmaları gerekiyor. Okuma hızı aralığı 500 – 599 MB/s olan SSD, 250 – 449 MB/s aralığında da yazma hızı vadediyor. Bu hızlar bir SSD’ye göre az gibi durabilir. Fakat bu modelin bir giriş seviyesi SSD modeli olduğunu unutmamak gerekiyor. Kullanıcılar, Sandisk tarafından üretilen 240 GB kapasiteli giriş seviye bu SSD modeline işletim sistemlerini kurabilirler. Bunun dışında SSD’yi işletim sistemi başka bir depolama alanına kurulmuş bilgisayarda ek depolama alanı yaratmak amacıyla kullanabilirler. Sandisk SDSSDA-240G-G26, Türkiye’de 380 – 500 TL fiyat aralığında satılmaktadır. WD Blue 250 GB SATA SSD WDS250G2B0A WD Western Digital Blue depolama araçları üreten en eski şirketlerden birisi olarak biliniyor. Şirket, önceleri ürettiği kaliteli HDD modelleriyle bilinse de günümüzde WD tarafından üretilen SSD’ler de en az HDD’ler kadar popüler olmayı başardı. Bizler de en iyi SSD önerileri listemizde sizler için WD Blue tarafından üretilen SATA 3 model bir SSD seçtik. 250 GB depolama alanına sahip olan SSD, WDS250G2B0A model numarasıyla biliniyor. WD Blue WDS250G2B0A, 560 MB/sn’ye kadar okuma ve 530 MB/sn’ye kadar da yazma hızına ulaşabiliyor. Bu değerler listemizin ilk sırasında önerdiğimiz Sandisk marka SSD modelinin hız değerlerine çok yakın. Bu yüzden WD Blue tarafından üretilen SSD’nin hız değerleri de bazı kişilere çok az gelebilir. Ancak SATA SSD modellerinin, diğer SSD modellerine göre daha yavaş olduklarını belirtmiştik. Bunun dışında listemizde yer alan iki model de giriş seviye SSD kullanıcılarına hitap ediyor. Bu yüzden aslında bu değerlerin günümüz SSD piyasasında giriş seviyesi SATA SSD’ler için fena olmadığını söyleyebiliriz. WD Blue WDS250G2B0A, Türkiye’de 500 – 700 TL fiyat aralığında satılmaktadır. Samsung 980 Pro 500GB NVMe SSD MZ-V8P500BW Samsung, SSD piyasasında ciddi bir popülariteye sahip. Teknoloji devi, birçok alanda olduğu gibi SSD kategorisinde de çok kaliteli ürünleri, kullanıcılarıyla buluşturuyor. Şirketin SSD alanında genellikle EVO serisi biliniyor. Ancak Samsung tarafından üretilen diğer SSD modelleri de en az EVO serisi kadar kaliteli diyebiliriz. Bu serilerden birisi de Samsung 980 Pro diyebiliriz. NVMe SSD serisi olan 980 Pro modelleri, kullanıcılarını gayet tatmin edici performanslar gösteriyorlar. Bizler de en iyi SSD önerileri listemizde sizler için serinin MZ-V8P500BW koduna sahip modelini seçtik. Samsung, bu seride PCIe kullandı. Bu yüzden de MZ-V8P500BW, performansıyla kullanıcılarını etkilemeyi başarıyor. SSD, 500 GB depolama alanına sahip. Bunun dışında SSD, 6900 MB/sn’ye kadar okuma ve 5000 MB/sn’ye kadar da yazma hızına ulaşabiliyor. Bu değerler de kullanıcılarının yüzünü gülümsetmeyi başarıyor. Samsung MZ-V8P500BW, Türkiye’de 1600 – 2000 TL fiyat aralığında satılmaktadır. Corsair MP600 Pro 1TB NVMe PCIe SSD CSSD-F1000GBMP600PRO En iyi SSD önerileri listemize Corsair tarafından üretilen MP600 Pro 1TB SSD ile devam ediyoruz. CSSD-F1000GBMP600PRO koduna sahip SSD, genel olarak orta/üst düzey SSD arayan kullanıcılara hitap ediyor diyebiliriz. Corsair, bu SSD modelinde PCIe Gen 4 x4 teknolojisini kullandı. Yani aslında şirket, bu modelde performans odaklı bir SSD yaratmak istedi diyebiliriz. Corsair, bu amaçla SSD tasarımında dahili alüminyum ısı dağıtıcı kullandı. Bu sayede SSD, ısıdan kaynaklı performans kayıplarından en az şekilde etkileniyor. 1 TB hafızaya sahip olan SSD, 7000 MB/sn’ye kadar okuma ve 5500 MB/sn’ye kadar da yazma hızı sunuyor. Bu değerler de kullanıcılarını gayet memnun edecektir diyebiliriz. Corsair CSSD-F1000GBMP600PRO, Türkiye’de 3200 – 3500 TL fiyat aralığında satılmaktadır. MSI Spatium M480 En iyi SSD önerilerimizin son sırasında MSI tarafından üretilen Spatium M480 modeli yer alıyor. Oyuncular için ürettiği donanım ve bilgisayarlarla bilinen MSI, SSD modeliyle de kullanıcılarını oldukça memnun ediyor. Çünkü Spatium M480, temel olarak üst düzey SSD modeli arayan kullanıcılara hitap ediyor diyebiliriz. Bu model, NVME m2 SSD modellerinden birisi olarak ön plana çıkıyor. Bu bağlantı tipi sayesinde MSI, ürettiği SSD modelinin güncel bilgisayarların birçoğunda çalışmasını sağlıyor. Bunun yanı sıra şirket, kullandığı özelliklerden tasarım konusuna kadar her noktayı performans odaklı düşünerek tasarladı. Bu kapsamda bu modelde ısı kontrolünü daha iyi sağlamak için alüminyum bir kısım mevcut. MSI, bahsettiğimiz gibi özellikler konusunda da oldukça dikkatli davranmaya çalıştı. Seçtiğimiz modelde 500 GB, 1 ve 2 TB depolama alanı seçenekleri mevcut. Bizler, 2 TB kapasiteye sahip olan modeli ele alacağız. Sahip olduğu alan ile kullanıcılarını etkilemeyi başaran SSD, performansıyla da kendine hayran bırakıyor. Çünkü bu modelde 7000 MB/sn’ye kadar okuma ve 6800 MB/sn’ye kadar da yazma hızı desteği mevcut. Böylece kullanıcılar, oyunlardan gündelik işlere kadar birçok noktada depolama kısmında yüksek bir performans almış oluyorlar. Tabii ki bu kadar yüksek özelliklere sahip olan bir SSD modelinin fiyatı da yüksek seviyede oluyor. 2 TB depolama alanına sahip olan MSI Spatium M480 modeli, Türkiye’de TL’den başlayan fiyatlarla kullanıcılarıyla buluşuyor. Sizler için hazırladığımız en iyi SSD önerileri listesi burada sona eriyor. Listemizde yer verdiğimiz SSD modellerinin sizlere referans olması amacıyla seçildiğini tekrar hatırlatmakta fayda var. Bir SSD almaya karar verdiğinizde sizin için en uygun SSD modelini, sizin ihtiyaçlarınız belirleyecektir. SSD’ler hakkında merak ettiğiniz soruları ve rehberimize eklemek istediğiniz bilgileri aşağıdaki yorum bölümünden bizlerle paylaşabilirsiniz.
03-06-2018, 1706 1 Konuya Cevap Yaz 8- Sosyal Bilgiler Teknolojik Ürünler ve Kullanım Alanları Etkinlikleri Açıklama sosyal bilgiler bilim, teknoloji ve toplum etkinliği ile karşınızdayız. Öğrenciler teknolojik aletleri sınıflandıracak eskiden ve günümüzde kullanılan teknolojik aletleri görsellerine bakarak karşılaştıracak. Kendisi yeni bir proje hazırlayacak fiyatını ve özelliklerini yazacak. Kısacası eğlenerek çözecekleri bir etkinlik hazırladık. Umarım hazırladığımız bu etkinliğimizi beğenirsiniz. Neler Sorduk -> Aşağıdaki teknolojik ürünleri ilgili olduğu tabloya yazmalarını istedik. Eğitim, iletişim, ulaşım, ev araçları, sağlık -> Aşağıda verilen geçmişte kullanılarn araçlar ile günümüzde kullanılan araçların resimlerini eşleştirmelerini istedik. -> Aşağıdaki boşluklara isimleri verilen teknolojik ürünlerin 100 yıl sonraki halini hayal edip çizip 2 yeni özellik yazmalarını istedik. -> Yeni bir icat yapalım ve bu yaptığımız icadın özellikleri hakkında bilgiler vermelerini istedik. -> Doğru yanlış soruları ile konuyu pekiştirmelerini sağladık. -> Geçmişten günümüze kadar kullanılan takvim çeşitleri nelerdir diye sorduk -> Geçmişten günümüze kadar kullanılan saat çeşitleri nelerdir diye sorduk -> Cumhuriyetten önce kullanılan takvim hangisidir diye sorduk -> Cumhuriyetten sonra kullanılan takvim hangisidir diye sorduk -> Aşağıdaki resimlere geçmişte kullanılanlara “G”, günümüzde kullanılanlara “Y” harfi 1. Çevresindeki teknolojik ürünleri, kullanım alanlarına göre sınıflandırır. 2. Kullandığı teknolojik ürünlerin mucitlerini ve bu ürünlerin zaman içerisindeki gelişimini araştırır. 3. Teknolojik ürünlerin geçmişteki ve bugünkü kullanımlarını karşılaştırır. 4. Çevresindeki ihtiyaçlardan yola çıkarak kendine özgü ürünler tasarlamaya yönelik fikirler geliştirir. 5. Teknolojik ürünleri kendisine, başkalarına ve doğaya zarar vermeden Linkleri Resimler Eğitim Çocukları Sevmekle Başlar[ Ufuk KOCA ]
Elektrikli araçların çevreye etkileri, geleneksel otomobillerle kıyaslandığında çok daha doğa dostu bir tablo ortaya koyuyor. Bu da elektrikli araçların avantajları arasında en çok öne çıkan başlıca özelliklerini oluşturuyor. Sıfır karbon salınımına ek olarak; bu teknolojik araçların ürettiği seslerin de yok denilebilecek seviyede olması, şehir yaşamında büyük problem teşkil eden ses kirliliğine en etkili çözümlerden birini sunuyor. Ses faktörü, aynı zamanda elektrikli otomobillerin en konforlu araçlar arasında değerlendirilmesinde de büyük rol oynuyor. Peki, Sadece Bu Kadar Mı? Elektrikli araçlar EV sadece çevre dostu olmakla kalmıyor. Kullanıcılarına sürüş performansı, batarya dolum maliyeti ve bakım masrafları gibi pek çok yönden de farklı avantajlar sağlıyor. Sizce tüm bunlar, elektrikli araç satın almak için yeterli olabilir mi dersiniz? Yoksa dünya genelinde ve bilhassa da Türkiye’de elektrikli araç kullanımının dezavantajları, mevcut durumda daha mı fazla? Siz de bu soruların yanıtını merak ediyorsanız, şu an tam da doğru yerdesiniz! Elektrikli arabaların avantajları ve dezavantajları, sayfanın hemen aşağısında keşfetmeniz için sizi bekliyor… Yazımızın girişinde, elektrikli otomobillerin avantajlarına aslında ana hatlarıyla az çok değinmiş olduk. Fakat konuyu biraz daha geniş bir düzleme taşımanın zamanı geldi, değil mi? Bakalım, elektrikli araçlar kullanıcılarına hangi yönlerden fayda sağlıyor? Çevreye Duyarlılık Elektrikli araçların çalışma prensibi doğrultusunda debriyaj, şanzıman ya da egzoz borusunun bulunmaması, standart benzinli ve dizel araçlardan en büyük farkını oluşturuyor. Bu yönüyle bakıldığında elektrikli araçlar, egzoz gazı emisyonu yapmadığı için tamamıyla çevreye duyarlı bir özellik kazanıyor. Özellikle sürdürülebilirlik konusunda birçok şirket, çalışanlarının da karbon ayak izini azaltmak üzerine önemli adımlar atıyor. Bu sayede kişisel kullanımın beraberinde, şirket araçlarının elektrikli araçlara dönmesi de beklenen adımlar arasında yer alıyor. Konforlu Sürüş Keyfi Konforlu arabalardan beklenen en önemli özellikleri seri hız değişimi, sessiz sürüş ve hızlı tepki verme süresi olarak değerlendirmek mümkün. Elektrikli araç motoru ise sahip olduğu özellikler itibarıyla tüm bu konularda EV kullanıcılarının beklentilerini karşılıyor. Çünkü bu otomobiller anlık tork ürettiği için taşıma, tepki verme ve sürüş konforunu geliştiren düşük bir ağırlık merkezine sahip oluyor. Bu da elektrikli araçların klasik otomobillere kıyasla çok seri bir şekilde hızlanıp yavaşlamasını sağlıyor. Öte yandan ise daha sessiz ve çok daha yumuşak bir sürüş vadediyor. Düşük Yakıt Maliyeti Elektrikli araba şarj maliyeti bakımından, geleneksel araçlardaki benzin ve mazot tutarına göre yüzde 75’e kadar tasarruf sağlıyor. Bu, ayrıca petrol ürünlerinde ülkelerin dışa bağımlılıklarını azaltarak, sadece kişisel bazda değil ulusal olarak da ekonomiye katkıda bulunuyor. Nitekim fiyatların döviz cinsinden olması ve yakıta gelen zamlar, ülkelerin gelecek stratejilerinde elektrikli araçlara daha sıcak bakmasında önemli faktörleri oluşturuyor. Şarj İstasyonu Bulma Kolaylığı Türkiye’de elektrikli araç şarj istasyonlarının sayısı günden güne büyük bir artış gösteriyor. Özellikle de ülkenin en yoğun nüfusuna ev sahipliği yapan İstanbul, Ankara ve İzmir gibi şehirlerde, bu artış son yıllarda daha net bir şekilde gözlemlenebiliyor. Günümüzde birçok elektrikli araç, hemen hemen bütün AVM’lerde, benzin istasyonlarında ve evlerde kolayca şarj edilebiliyor. Hatta bu alandaki teknolojik gelişmeler, şarj tipleri ve ünitelerinde de devrim niteliğinde gelişmeler yaşanacağını haber veriyor. Düşük Bakım Masrafı İçten yanmalı motora sahip araçlarda hareket için önce, yanan yakıtı enerjiye çeviren karmaşık bir sistem gerekiyor. Bu sistemlerde ise yağ ve filtreler gibi arızalanma riski veya yenilenme ihtiyacı doğuran pek çok bileşen bulunuyor. Buna karşılık elektrikli araçlar, doğrudan bataryadan güç aldığı için daha basit bir motor kurulumu ile üretiliyor. Bu da elektrikli araçların bakım masraflarını önemli ölçüde düşürüyor. 2. Elektrikli Araçların Dezavantajları Gelişme süreci devam eden bir alan olarak, elektrikli araçların günümüz teknolojik koşullarında hala birtakım dezavantajları söz konusu olabiliyor. Bununla beraber, EV konusunda hızla devam eden Ar-Ge çalışmaları ile bunların da kısa zamanda aşılacağı öngörülüyor. Peki, elektrikli araçların günümüz şartlarında dezavantajları neler olabilir? Hadi, inceleyelim Yüksek Fiyat Araçlara gelen zamlar, son dönemlerde otomobil sahibi olmak isteyenler için en büyük olumsuzluklar arasında yer alıyor. Haliyle geleneksel otomobillere nazaran daha yüksek fiyatlı olan elektrikli araçlar da fiyat bakımından daha dezavantajlı bir hale gelebiliyor. Ancak elektrikli araçlar görece yeni olmasına rağmen, teknolojik gelişmeler doğrultusunda üretim materyallerinin, bataryaların ve şarj istasyonlarının maliyeti her yıl azalıyor. Bunun da geleneksel araçlarla EV’ler arasındaki fiyat farkını azaltması öngörülüyor. Belirsiz Piyasa Şartları EV’lere yönelik olumsuz değerlendirilen bir diğer konuyu da ikinci elden satış imkanları oluşturuyor. Özellikle Türkiye gibi elektrikli araç kullanımının gelişmediği pazarlarda, bu araçların ikinci elden satışı şu an için belirsizliğini koruyor. Öte yandan her yıl yeni bir elektrikli araç modeli ve batarya konsepti ortaya çıkıyor. Bunlar önceki yıla göre daha gelişmiş teknolojilerle donatıldığı için bu süreçte satın alım yerine kiralama yapmak daha makul olabiliyor. Uzun Şarj Süresi Elektrikli araçların şarj dolum süresi ve menzili, bu alana dair en çok merak edilen konuların başında geliyor. Şöyle ki elektrikli araçlar, şarjı tam kapasite doluyken uzun menzil gidebilmesi sayesinde -model bazında - geleneksel otomobillerle eş değer kilometreyi katedebiliyor. Hatta bazı modeller, kimi içten yanmalı motora sahip araçlara göre daha az enerji kullanarak daha çok yol gidilebilmesine olanak tanıyor. Bir diğer konu olan şarj süresi ise AC alternatif akım ve DC doğru akım şarj istasyonuna göre büyük değişkenlikler gösterebiliyor. AC istasyonda araç bataryasının şarjı 6 ila 8 saatte tam kapasite dolarken, DC istasyonlarda bu süre 40 dakikaya kadar inebiliyor. Yine de bu süre, günümüzde akaryakıt ikmalinin süresine göre hayli uzun kalıyor. Ancak bu konuda da yapılan çalışmalar, EV bataryalarının ilerleyen yıllarda 10 dakikada tam kapasite dolabileceğini işaret ediyor. Belirli Markalarda Pil Kirası Ücreti Bazı EV üreticisi markalar, araçlarda kullanıma sundukları bataryalar için de ayrıca kira masrafı yansıtabiliyor. Bu durum potansiyel EV alıcıları için görünürde dezavantaj olsa da pil kiralamak, satın almaya nazaran çok daha büyük getiriler sağlayabiliyor. Şöyle ki kiralama işleminde; bataryanın performansı azaldığında, üretici firma tarafından yenisinin sağlanması da sözleşmeye dahil tutuluyor. Çünkü bataryanın sigorta ödemeleri de kira tutarının içerisinde yer alıyor. Pil kirası olmayan elektrikli arabalarda ise kimi markalar, batarya bakım ve değişimini satın alma ücretine yansıtarak tam garanti ve bakım desteği sunabiliyor. Bundan hareketle; pilin kiralanması veya garanti ve değişim ücretlerinin satın alım fiyatına yansıtılması, kullanıcılara her iki yönden de avantaj sağlayabiliyor. Özetle… Nasıl ki teknolojinin avantajları ve dezavantajları tümüyle bakıldığında birbirinden uzak cephedelerse, aynı durumu elektrikli araçlar için de söylemek mümkün. Hatta yeni yaşam alışkanlıklarının gidişatına bakılırsa, teknolojinin kendisi gibi elektrikli araçların kullanımı da epey yaygınlaşacağa benziyor. Üstelik, mevcut dezavantajlarını da bir bir geride bırakarak…
teknolojik araçların ürettiği sesler nelerdir